






|
||
| Dizilerle Kurşuna Dizilen Vicdanlar | ||
| Yerli dizilerin kültürel değerleri aşındıran bir araca dönüştüğünü ifade eden Muhammet Binici, ekranların toplumun vicdanını hedef alan görünmez bir operasyona dönüştüğün belirtiyor. Binici, tüketim odaklı kurguların, sahte modernlik söylemlerinin, özgürlük adı altında oluşturulan tuzakların ve düşünmeyi körelten senaryoların milli kimliği zayıflattığını ifade ederek sahici hikâyelere ve öze dönüş çağrısı yapıyor. İşte Binici'nin "Dizilerle Kurşuna Dizilen Vicdanlar" başlıklı o yazısı!.. | ||
| GÜNDEM Haberi | ||
![]() |
||
| |
||
Dizilerle Kurşuna Dizilen Vicdanlar Yerli diziler artık yalnızca akşamları ekran karşısında zaman geçirmek için izlenen yapımlar değil; bir toplumun vicdanını, değerlerini ve kimliğini hedef alan kültürel bir operasyonun görünmez araçlarına dönüşmüş durumda. Son yıllarda Türk dizileri dünya genelinde geniş bir izleyici kitlesine ulaştı; ancak bu başarı hikâyesi, içeriğin yozlaşmasını perdelemeye yetmiyor. Artık dizilerle kurşuna dizilen vicdanlar var; çünkü ekranlarda gösterilen her sahne, toplumun ahlaki omurgasını yavaş yavaş çökerten birer mermiye dönüşüyor.
Batılı Hayat Tarzının Dayatılması Yerli dizilerde karakterler artık bizim insanlarımız değil. İstanbul’un arka sokaklarından değil, Los Angeles’ın vitrinlerinden fırlamış gibi yaşıyorlar. Geleneksel değerler, inanç, aile, mahalle dayanışması gibi unsurlar senaryolarda yer bulamıyor.
Kapitalizmin Oyuncağı Haline Gelen Hikâyeler Diziler artık sanat değil, ticari meta. Her sahne bir ürün yerleştirmesi, her karakter bir marka yüzü. Hikâyenin derinliği değil, reytingin getirisi konuşuluyor.
Kışkırtılmış Kadınlık, Bastırılmış Erkeklik Toplumsal dengeler, senaryolarda bilinçli biçimde ters yüz ediliyor.
Budist Motiflerin ve Zihinsel Uyuşukluğun Dayatılması Bazı muhafazakâr kanallar, Türk - İslam kültürüyle yoğrulmuş kadim milletimize fark ettirmeden Hindistan’ın kültürünü, Budizm’in düşünce sistemini ve mistik öğretilerini dayatmaya, empoze etmeye çalışıyor. Ayrıca senaryolar giderek akıl dışı hâle geliyor.
Bu kültürel bombardıman, sadece eğlence değil, bir tür zihinsel işgal niteliği taşıyor.
Hamasi Vatanseverlik ve Boş BelagatBazı yapımlar, millî duyguları diri tutmak iddiasıyla yola çıkıyor; ama sonunda hamasetle doldurulmuş, içi boş vatanseverlik söylemleri üretiyor. Nuri Pakdil’in dediği gibi: “Vatan sevgisi, toprağa değil, o toprakta yaşayan insanın yüreğine bağlıdır.” Ne var ki, bu değerler dizilerde yer bulamıyor. Üzerine hamasetin döküldüğü her sahne, derinlikten yoksun bir duygusal gösteriye dönüşüyor. Böylece, gerçek anlamda vatan sevgisi değil, seyirlik bir milliyetçilik tiyatrosu sahneleniyor.
Vicdanın Susturulduğu Ekranlar Bugün yerli diziler, toplumun vicdanını susturuyor. Çünkü gerçek hikâyelere, gerçek acılara, gerçek umuda yer yok.
Vicdanı Uyandıracak Hikâyelere İhtiyacımız Var Bu toprakların hikâyeleri, başkalarının kaleminden değil, kendi vicdanımızdan doğmalı. |
||
|
||
| Etiketler: Dizilerle, Kurşuna, Dizilen, Vicdanlar, |
|
|
||
|





